Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eğitim Sistemimiz: Bankacı Eğitim Yaklaşımı

Bankacı eğitim yaklaşımını Freire betimlemiştir. Bankacı eğitim yaklaşımında eğitimi, tasarruf yatırımına; öğrencileri, yatırım nesnelerine; öğretmenleri ise, yatırımcılara benzetmektedir. Bu yaklaşımda öğretmen iletişim kurmak yerine, tahvilleri çıkarır ve öğrencilerin sabırla aldığı, ezberlediği ve tekrarladığı yatırımları yapar. Bu tahviller sınavlarda paraya(nota) dönüştürülür. Bankacı eğitim yaklaşımında öğretmen bilgi veren bir kaynaktır. Öğrenci pasif durumdadır, kendisine verilen bilgileri alır ve ezberler. Öğrenci araştırmaz, yorumlamaz, eleştirmez. Freire’e göre anlatma (öğretmenin derste yaptığı eylem) , öğrencilerin anlatılan şeyi mekanik olarak ezberlemelerine yol açar. Öğrencler doldurulması gereken “bidonlar”dır. Öğretmen kapları ne kadar çok doldurursa, o kadar iyi bir öğretmendir. Kaplar ne kadar pısırıksa, doldurulmalarına izin veriyorsa, o kadar iyi öğrencidir. Dolmaya direnç gösteren öğrenciler ise “problemli” öğrencilerdir. Bankacı eğitim öğrencileri nesneleştirir,

Öğretmenler "anlatma hastalığı"ndan muzdariptirler. La Fontaine başöğretmen...

ÇOCUK VE ÖĞRETMEN Size bir şey anlatayım da görün Yersiz azarını bir hödüğün. Bir çocuk Seine Nehri kıyısında Güle oynaya koşarken Suya düşmüş nasılsa. Boğuldu boğulacakken Bir söğüt dalı yetişmiş imdadına. Yapışakalmış yavrucak: Allah’tan başka kimseler yok kurtaracak. Tam o sırada bir öğretmen Gelecek olmuş yukarıdan. Çocuk bar bar bağırmış, Hocasını imdadına çağırmış. Hoca durmuş, Sularla pençeleşen çocuğu görmüş, Hemen başlamış azarlamaya: -Pis yumurcak! Koşar mısın kıyıda? Budur işte haylazlığın sonu! Okul nasıl adam etsin seni? Zavallı anan baban ne yapsın? Peşinde mi dolaşsınlar Allah’ın günü? Nedir çektiği zavallıların? Keyif sizin dert onların... Çekmiş çıkarmış çocuğu nehirden. Çoklarına taş attım bu hikâyemde, Vırvırcı, dırdırcı, ukala büyükler Görmüşlerdir kendilerinin bir öğretmende. Az değil, sürüyledir bu hödükler. Soylarını bereketli kılmış Tanrı. Dünyanın her yerinde, her işinde Durmadan işler ağızları. Be mübarek adam, önce kurtar beni, Sonra çekersin söylevini! La Fo

La Fontaine öğretmenleri pek sevmiyor...

ÖĞRENCİ, UKALA ÖĞRETMEN VE BAHÇE SAHİBİ Öğrenci olduğu belli çocuğun biri Bir yandan yaşının küçüklüğü gereği Öte yandan ukala hocaların da, Çocukların akıllarını bozmakta Birebir olmalarından ötürü, İki katlı sersem iki katlı haşarı, Girip bir komşusunun bahçesine Çiçekleri, meyveleri yolar dururmuş. Bu komşuya, sonbaharda, Pomona Tanrıça En güzellerini verirmiş meyvelerin. Her mevsimi ayır güzelmiş bahçenin; İlkbaharda da Flora En güzel renklerini dökermiş oraya. Adam öğrenciyi görmüş bahçede bir gün. Seninki çıkmış bir meyve ağacına hoyratça, Yoluyormuş tomurcukları bile O canım, o nazlı umutlarını O bolluk müjdecilerini bahçenin. Daları da kırmaya başlayınca Bahçe sahibi bir adam yollamış okula Gelsin de görsün diye öğretmen. Hazret bir sürü çocukla gelmez mi? İlkinden beterleriyle dolmuş bahçe. Ukala işi ciddiye almış aklınca; Zararı büsbütün arttırmış getirmekle İyi eğitilmemiş bir haylaz sürüsünü. Neden mi yapmış bunu? Çünkü Vereceği cezanın bir ibret olması gerekirmiş, Bütün öğ

Eğitim zevk vermiyorsa suçtur. (Virginia Wolf)

İÇİMİZDEKİ ÖĞRETMEN Okuldan paydosta çıkan öğrenciyle, cezaevinden çıkan mahkum kadar birbirine benzeyen başka iki şey yoktur. Peki, teneffüste bahçeye çıkan çocuklar neden çıldırmış gibi bağırır?Öğrenciler devlet okuluna girdikten sonra otoriteye boyun eğmeleri, başkalarının istediğini yapmaları için eğitilirler. Okul bahçesinde öğrencileri azarlamak, aşağılamak için yapılan konuşmalarda bir okul müdürünün öğrencilere “buraya sizi biz çağırmadık, kendiniz geldiniz. O halde buradaki kurallara uyacaksınız” dediğini biliyorum. Okul öğretmenlerindir. Öğrencilerse yalnızca onların dediklerini yapmak için eğitilen nesneleşmiş insanlardır.Öğretmenler çocukları birbirleriyle yarıştırırlar. Onları korkuturlar. Kötü bir gelecek tablosu çizerler. Eğitimi kazananların ve kaybedenlerin olduğu bir yapı olarak gösterirler. Gerçekte kazananlar uyumlu, her denileni yapan, “çalışkan” dedikleri çocuklardan çıkar. Bunlar için kazanmak, egemenlerin istediği toplumsal düzende, eğitimle oluşturulan bu kişil

Öğrenci öğretmen ilişkisi

ÖĞRENCİ ÖĞRETMEN İLİŞKİSİ Öğrenci-öğretmen ilişkisi bir güç ilişkisidir: patron-işçi, efendi-köle, ezen-ezilen, komutan er… Öğretmenin ve öğrencinin beden dilinin anlatımı bu güç ilişkisini, gücü gösterenle, güçsüzün güçsüzlüğünü gösterir. Öğretmenlerin çoğunlukla bu tür bir iletişimi içsel bir davranışla yaptıklarını biliyorum. Çünkü onlar öğrenci-öğretmen iletişiminin yapısını öğrencilik yıllarında öğretmenlerinden görmüşlerdi. Bu görme gerçekte bir tür kurulma, ayarlanmadır. Öğrenme oluştuğu ortamın bütün özeliklerini içirir. Sınıftaki sorunlarını çözmeye çalışan bir öğretmen bu güç iletişimini kurduğu zaman bu güç iletişiminin konusunu, araçlarını, dil kullanımlarını, duygularını, beden dili kullanımlarını, süresini vb. daha nice öğeyi öğrenciye “öğretmen” diye sunmaktadır. Bu çocuk öğretmen olduğu zaman sınıftaki sorunlarını öğrencilik yıllarında öğrendiği durumsal davranışlar, dil kullanımları, beden dili kullanımlarıyla yani “öğrencilik yıllarında edindiği “içindeki öğretmen”l